İnsan Olmak - Engin Geçtan
- Tuğçe Açar
- 5 Şub 2023
- 3 dakikada okunur

"Gerçekten de savaşlar sahip olma dürtüsüyle birlikte başlamıştır. İlk savaşlar avcı kabilelerin tarımla uğraşan gruplara saldırması biçiminde görülürdü."
"Samimiyetsizlik uygarlıkla gelişmiştir. Çünkü uygarlıkla birlikte diplomasi de gelişmiştir ve çalınacak şeylerin sayısı artmıştır. İlk insanlarda mülkiyet arttıkça hırsızlık ve yalan da başlamıştır."
"İnsanın toplumsallaşması sonucu kendisini koruma amacı dışında saldırgan davranışlar göstermeyen barışçı doğa insanın nesli tükenmiş ve savaş güdüsü insan karakterinin yapısal bir parçası durumuna gelmiştir."
"Amerika Birleşik Devletleri halkı yılda 8 milyon otomobil, 30 ton kağıt, 26 milyon şişe ve 48 milyon teneke kutuyu çöplüklere atmaktadır: Uzaya yollanan araçlarla şimdiden straftosferde bir çöplük yaratılmaktadır."
"Vaktiyle doğa ile olan mutlu beraberliğinden kopan insan onun yerine geçecek ve yaşamına anlam katacak bir başka beraberliği bulunmadığı gibi artık doğaya da geri dönememiş ve umudunu uzaydaki başka dünyalara yöneltmiştir."
"Kendilerine amaç edilmiş oldukları "refah toplumu" düzeyini eriştiklerinde bireyler sahip oldukları maddi bolluğa karşılık boşluk anlamsızlık ve yabancılaşma gibi daha önce hiç tanımamış oldukları duyguları yaşamaya başlamışlardır."
"Bebek görünürde sevecen de olsa annesinin kendisine karşı tutumunun içten ya da zorlama olduğunu kolayca algılar. Sezgi yoluyla olan bu algılama yetişkinlerdeki gibi bilinçli bir olgu değildir."
"Kalp sesleri dinletildiğine bu bebeklerin çoğunun ağlamayı kestikleri ve bir bölümünün uykuya daldıkları gözlemlenmişti. Bunu izleyen bir diğer gözlem de annelerin bebeklerini genellikle göğsünü sol yanında kalbin bulunduğu bölge üzerinde tuttukları fark edilmişti."
"Önce ikinci sınıf evlat daha sonra gelin kimlikleri içinde ezilen kadın anne olduktan sonra aile içinde giderek güç kazanmaya ve çocukları üzerine egemenlik kurmaya başlar. O denli ki birçok ailede görünürde baba tarafından alınan kararların asıl sahibi annedir ama durum babanın erkek rolüne gölge düşürmeyecek biçimde yönetilir. Karaları anne verir, baba ilan eder. Kararların sonucundan ise baba sorumlu tutulur. Bu yönden değerlendirildiğinde toplumumuzda aile yapısının biçimsel olarak babaerkil ama gerçekte üstü kapalı bir anaerkil bir yapıda olduğu söylenebilir."
"Sevecen tutumu karşlılığında sevgi alabilme umudunu ve sevildikten sonra sevebilme beklentisini içerir. Oysa böyle bizi bir umut ve beklenti yetişkin insan ilişkilerini gerçeklerine uymaz."
"Eğer insanlar olumsuz duygularını evrensel olduğunu, reddedilme kaygılarının herkes tarafından yaşanmakta olduğunu ve bunun yalnızca yoğunluk derecesinin önemli olduğunu bile bilselerdi bu tür duyguların üzerini fazlaca kapatmaz ve gereksiz bir suçluluğu da yaşamazlardı."
"Ancak bir insanın diğerine kendi gücüne çok ötesinde bir şeyler vermesi karşısındaki insanda olumsuz duygular yaratabilir ya da birinden karşılığı veremeyeceği bazı şeyler alması tedirgin edebilir."
"İnsan doğa güçlerini ve bazı hayvan türlerine oranla zayıf bir varlıktır . Bu nedenle her insanın varoluşunda eksiklik duygusu vardır. Çünkü insan çocukluk döneminden ötürü yaşamına normal bir çaresizlik içinde başlarç Çocukken güçlü yetişkinler arasında yaşayan güçsüz bir varlıktır. Sonraki yaşamı boyunca daha önce kendisine egemen insanlar ve doğal güçler üzerine üstünü kurmak ve gücünü kanıtlamak için çaba gösterir. Çoğu kez de bununla yetinmez kusursuz bir varlık olmaya çalışır."
"İnsanın dünyaya gelişiyle yaşanmaya başlanan ve ömür boyu süren bu duygu evrenseldir çünkü doğadaki tüm varlıklar eksi bir durumdan artı bir duruma geçmek için sürekli çaba içindedir."
"Yaşamak kendisi olabilmeyi ve yaşama etkin bir biçimde katılabilmeyi tanımlar. Bu insanın kendi sorumluluğunu bir başka deyişle hayatını anlam katması sorunun içerir. Sorumluluğunu istenen kişi özgürdür. Çzgür insan daha az korkar ve onun için sevebilir."
"Çünkü zaten yalnız ve mutsuzsak bilinmeyene doğru hareket etmekle yitirecek neyimiz olabilir? Üstelik çevremizdeki olanakların sayısı aslında hiç de az değil. Ne var ki bunlar her zaman orada değiller. Onları şimdi değerlendirmezsek fırsatımızı kaçırmış oluruz. Çünkü insan bir zaman tüketicisidirzaman insanı sinirler Ama çoğu insan şimdi yapamadığını ileride yapacağı sanısındadır, önündeki zamanın sınırsızmışcasına harcar. Aslında insanın en önemli yanılgısı da budur."
"İçimizdeki hayvan ölçüsüz bir davranışa neden olduğunda onu affedebilmeliyiz. Suçluluk duyacağımız bir davranışa neden olduğunda bunu büyütmek yerine onarmaya çalışmalıyız. Üstelik arada bu bize zarar vermeyecek biçimde kendi olabilmesi fırsat tanımalıyız. Eğer bir iş yapmayı üşeniyorsak düşünmeliyiz. Eğer bu işi yapmadığımızda çok huzursuz olacaksak onu bir an önce yapmalıyız. Ama eğer o işi gerçekten yapmak istemiyorsak kendimizi suçlamadan başka bir şey yapıp keyfini çıkarmalıyız. Arada bir zararsız çılgınlık yapmak bize iyi gelir!"
"Örneğin bir insan kendisini engelleyen bir duruma ilişkin kızgınlığını açıkça yaşayabilir, kendisini kızdıran durumdan uzaklaşabilir, tepkisini daha uygun bir zamana erteleyebilir, hiç tepki vermemeyi daha uygun görebilir, kendisini kızdıran durumu ortadan kaldırılacak tasarımlar yapabilir ve eylemlerde bulunabilir ya da öfkesini boşaltmak amacıyla gidip odun kesebilir. Bu tepkilerden hangisini vereceğini o andaki koşullara göre ve otomatik olarak seçebilecek ustalığı geliştirebilmiş olan insan hem etkin bir biçimde yaşama katılabilir hem de insanlarla baş edebilmenin sağladığı güven duygusu sayesinde doyurucu ilişkiler kurabilir."
Comments